5 Mart 2014 Çarşamba

Doğuş Derya ODTÜ Kuzey Kıbrıs'ta



Doğuş Derya’nın "ODTÜ farkı" sandığı kalabalığı aslında Türkçe ve Tarih hocalarımıza borçlu olduğumuzu söylemeden ve bunun için kendi adıma onlara kocaman bir teşekkür edemeden bu yazıya başlayamadım. Bu tür etkinliklerde not ortalamasına ya da yoklama kayıtlarına dayalı ufak “hediyeler” vaat etmenin sonuna kadar arkasındayım.

Doğuş Derya benden dört yaş küçük feminist bir milletvekili. Ama benden çok daha sabırlı. “Arı kovanına çomak sokmak” adı üzerinde tehlikeli ve bireyin kendisine zarar vermesine kapı açan bir eylemdir. Risk almaktır. Arı ve türevlerinin zehirli iğnelerine karşı cesurca durmak, sonuçlarını bile bile aktivizmdir. “Namus da zerre kadar umrunda olsa” diyerek gülümsemek ve yemin töreni sonrasında onu belden aşağı, yani kadınlara yönelik küfürlerle incitmeye çalışanlara nanik yapabilmektir. Sonra bir anda en kırılgan yanını da gösterebilmek yoluyla (“öfkeleniyorum ve ağlıyorum”) öğrencileri provoke etmek, onların kendi özellerini açmalarını sağlamaktır. Özellikle feminizme gönül verenlerin aslında ne kadar yalnız bir yolda yürüdüklerini de söyleyebilmek, FEMA’ya gönüllü katılanlara “bakın uyarıyoruz, yalnızlaştırılıp ötekileştirileceksiniz, buna rağmen çalışabilecek misiniz bizimle?” diye dürüst bir tavır sergilemektir. Pro-feminist erkek gruplara konuşmasında birden çok defa referans vererek “feminizm=erkek düşmanlığı” gibi artık çok klişeleşmiş ama malesef aramızda hayalet gibi dolaşan inanışlara “artık yettiniz!” diyebilmektir. KKTC’de bir türlü doğru düzgün kaynak bulamadığım seks köleleri hakkında temel bilgiler sunmaktır. Seks işçisi ile köleliğini ayırt etmektir. İşte tüm bunlar ve o dolu dolu geçen iki saatin içine sığıp da bu yazıya sığamayacak onlarca bilginin, sabırlı açıklamaların topu ve tamamıdır feminist aktivizm. Bu yazıyı uykuya dalmadan önce içimi açmak, daha iyi hissediyorum diyebilmek ve tabii teşekkür etmek amacı ile yazdım.