Doğuş Derya’nın
"ODTÜ farkı" sandığı kalabalığı aslında Türkçe ve Tarih hocalarımıza borçlu
olduğumuzu söylemeden ve bunun için kendi adıma onlara kocaman bir teşekkür
edemeden bu yazıya başlayamadım. Bu tür etkinliklerde not ortalamasına ya da
yoklama kayıtlarına dayalı ufak “hediyeler” vaat etmenin sonuna kadar
arkasındayım.
Doğuş Derya benden dört
yaş küçük feminist bir milletvekili. Ama benden çok daha sabırlı. “Arı kovanına
çomak sokmak” adı üzerinde tehlikeli ve bireyin kendisine zarar vermesine kapı
açan bir eylemdir. Risk almaktır. Arı ve türevlerinin zehirli iğnelerine karşı cesurca
durmak, sonuçlarını bile bile aktivizmdir. “Namus da zerre kadar umrunda olsa”
diyerek gülümsemek ve yemin töreni sonrasında onu belden aşağı, yani kadınlara
yönelik küfürlerle incitmeye çalışanlara nanik yapabilmektir. Sonra bir anda en
kırılgan yanını da gösterebilmek yoluyla (“öfkeleniyorum ve ağlıyorum”) öğrencileri
provoke etmek, onların kendi özellerini açmalarını sağlamaktır. Özellikle
feminizme gönül verenlerin aslında ne kadar yalnız bir yolda yürüdüklerini de
söyleyebilmek, FEMA’ya gönüllü katılanlara “bakın uyarıyoruz, yalnızlaştırılıp
ötekileştirileceksiniz, buna rağmen çalışabilecek misiniz bizimle?” diye dürüst
bir tavır sergilemektir. Pro-feminist erkek gruplara konuşmasında birden çok
defa referans vererek “feminizm=erkek düşmanlığı” gibi artık çok klişeleşmiş
ama malesef aramızda hayalet gibi dolaşan inanışlara “artık yettiniz!”
diyebilmektir. KKTC’de bir türlü doğru düzgün kaynak bulamadığım seks köleleri
hakkında temel bilgiler sunmaktır. Seks işçisi ile köleliğini ayırt etmektir.
İşte tüm bunlar ve o dolu dolu geçen iki saatin içine sığıp da bu yazıya
sığamayacak onlarca bilginin, sabırlı açıklamaların topu ve tamamıdır feminist
aktivizm. Bu yazıyı uykuya dalmadan önce içimi açmak, daha iyi
hissediyorum diyebilmek ve tabii teşekkür etmek amacı ile yazdım.